Ücretsiz Lüksemburg Vizesi Nasıl Alınır?
Bu belki hayatımda en çok sevindiğim anlardan biridir. O yüzden seninle paylaşmak istedim 🙂
Lüksemburg maceram, gördüğüm bir gençlik projesine başvurmamla başladı. Başvuru formunu doldurdum ve projeye neden katılmak istediğimle ilgili bir yazı da ekledim.
Üzerinden belli bir süre geçtikten sonra, projeye kabul aldığım haber verildi.
Daha önce de olduğu gibi, kabul aldıktan sonra asıl süreç başlıyor. Vize, uçak bileti, seyahat vs…
Lüksemburg vizesi için gerekli evrakları araştırmaya başladım hemen. İzlanda veya diğer ülkeler gibi herhangi bir aracı şirketle çalışmıyordu, konsolosluğuna gidip başvurumu gerçekleştirmem gerekiyordu. Ama son zamanlarda VFS Global ile o da anlaşmasını yaptı. Artık konsolosluğa gitmeden, aracı şirket ile başvuru yapılabiliyor.
Benim başvuru yaptığım dönemde, çok da zor verilen bir vize değildi açıkçası. 2-3 yıl öncesinden bahsediyorum. Hatta götürdüğüm evrakların çoğunu geri vermişti ordaki yetkili 🙂
Neler Hazırladım?
Her Schengen vizesinde olduğu gibi yine aynı belgeleri hazırlamaya başladım.
- Pasaport,
- Katılacağım gençlik projesinin ayrıntılarını içeren davet mektubu,
- Babamın sponsor olacağına dair bir dilekçe ve maaş bordroları,
- Mezun olduğum bölüm diplomam,
- Biometrik fotoğraf,
- Gidiş-dönüş uçak rezervasyonu,
- Nüfus kayıt örneği,
- İkametgah belgesi,
- Vize başvuru formu.
Ankara Lüksemburg Konsolosluğu
Ankara’ya vardığımda Lüksemburg Konsolosluğu’nu bulmak tam bir işkenceydi. Kimse nerde olduğunu bilmiyordu, otobüs veya taksiyle nasıl gitmem gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Belli bir yere kadar otobüsle gittim ve navigasyondan yerini bulmaya çalıştım.
Her sorduğum kişi, önce şaşırarak bakıyordu sonra fikir yürütmeye başlıyordu 🙂
Bulduğumda ben de bir şaşkınlık geçirdim doğruyu söylemek gerekirse.
Kapısının nerde olduğunu bulamadım, kapıyı çalmalı mıyım yoksa beni görmelerini mi beklemeliyim bilmiyordum. Biraz bekledikten sonra zile bastım, kimsiniz dendiğinde “beennn” demeyi planlıyordum. Neyse ki sormadılar, kapı açıldı.
Yukarı çıkmaya başladım, içeri girdiğimde konsolosun evine gelmişim gibi bir hava hissettim. İçeride sadece 2 kişi vardı, tanıdığım hiçbir vize başvuru merkezi veya konsolosluğa benzemiyordu 🙂
Vize başvurusu yapmaya geldiğimi söylediğimde, camekan arkasından birisi parmağıyla yaklaşmamı işaret etti. Gergin bir şekilde alt kısmı açık, üst kısmı kapalı cam bir paravanın arkasından beni inceleyen beyefendiye bakıyordum.
Belgelerimi dikkatlice inceledi ve neden Lüksemburg ‘a gitmek istediğimi sordu. Anlattım, benim ne iş yaptığımı sordu, onu da anlattım. Çok soğuk ve fazlasıyla ciddi biriydi.
Daha sonra masrafları nasıl karşılayacağımı sordu, o kısımda biraz gerilmiş olabilirim sanırım. Tavırlarından anladığım kadarıyla.
Ulusal Ajans’ın masrafları karşılayacağını belirttiği yazıyı gösterdim. Onu da belgeler arasına eklemiştim. Belli bir süre düşündükten sonra, ayağa kalktı ve arkasındaki kişiye de danıştı.
Neden Ücretsiz Lüksemburg Vizesi Aldım?
Masasına geri döndüğünde dosyamı hazırladı ve “Tamam, sonuçlanınca size haber verilecektir.” dedi. Şaşırarak, ücret ödeyip ödemeyeceğimi sordum. Söylediği şey takdire şayandı: “Biz ülkemize eğitim almaya gelenlerden para almayız.”
Teşekkür edip çıktım. Gençlik projelerinde ödemeyi önce biz yaparız, sonra bize ödeme yapılır. Ama 400 TL gibi bir miktar benim için çoktu açıkçası o zamanlar.
Vizemi ücretsiz almış olmam, beni çok mutlu etmişti. Hala aklıma geldikçe o gün ne kadar sevindiğimi hatırlıyorum.
Lüksemburg konusunda sormak istediklerin için;